Tanshaydar'ın Mekânı
Başka bir şey yok
Kategori: Anime, Eleştiri

Bir Antagonist Olarak ‘Ozaki Toshio’

Blogumu takip edenler Anime meselesine nasıl yaklaştığımı hatırlarlar; hani insanlar üçe ayrılırlardı**

Bu meseleyi biraz daha açmaya karar verdim aslında. Anime izleyen insanlar ile izlemeyen insanlar arasında soylu kesim ile köylü kesim ilişkisi var. Anime izleyenler, izlemeyenleri küçük görüp dar görüşlülük ile itham ederken; anime izlemeyenler garip sesler çıkararak Anime izleyenleri Japon fetişi olmakla itham ederler. Yani her iki taraf da kendini aristokrat görüp diğer tarafı köylü itham ederken, aynı dışkının farklı renkleri olduklarını unutur.[1]

Benim bu konudaki görüşüm daha farklı. İş, tamamiyle kişisel zevk ve deniz-testi meselesinden ibaret olduğu için kim ne izler beni ilgilendirmez. Benim Anime izleme sebeplerime gelecek olursak…

Birincisi, Japon’ların aklı biz batılılardan (!) çok daha farklı işliyor. Yıllar yılı Hollywood filmi izlemiş, batılı eserler okumuş, oynamış bir insanın görüşü nasıl genişler bilemem; ama ben temelimi Rus klasiklerine dayandırdığım için daha farklı bir görüşe sahibim; ve klişeden yoksun, her köşesinden orjinallik akan, içeriği ışığın ulaşamayacağı kadar derinliğe sahip olan uzak doğu edebiyatı benim oldukça ilgimi çekmiştir. Her ne kadar korku konusunda Amerika’nın bağrından çıkan Lovecraft’ı bir numara saysam da, ne orta doğu, ne de batı şimdiye kadar antagonist olarak bir Kotomine Kirei (Kirei Japonca’da ‘güzel’ anlamına gelmektedir), bir Araya Souren çıkaramamıştır ve bu saatten sonra çıkaramayacaktır da. Dolayısıyla kimse benim Anime izlememe ve sevmeme laf edemez, çünkü alternatif olarak sunabilecekleri zerre kadar malzeme yoktur.

Ha, yazı başlığına gelecek olursak… Ozaki Toshio, yine beni bu illete bulaştıran Doruk abinin(junmisugi84) önerdiği ve birlikte izlediğimiz Shiki isimli animede bir karakterdir. Animeden bahsedecek olursam, Twilight gibi gerzekliklerin vampir & kurtadam olgusunu getirdikleri yerde, orjinal olguları bile bir kenara bırakarak kendi olgusunu yazıp yeni bir vampir & kurtadam, yani Undead[2] tanımı oluşturarak gelmiş geçmiş tüm vampir ve kurtadam türü dahilindeki yapımlardan sıyrılmış. Sırf bu noktada bile orjinallik akıyor. En sevindiğim yanıysa Türkçe altyazısı olmadığı gibi Türkiye’de de pek bilinmeyen bir anime ve bu yüzden henüz Death Note veya Naruto gibi ayağa düşmemiş durumda.

Ozaki Toshio, Sotoba isimli köydeki klinikte başhekimdir. Üniversite hastanesinden doğrudan Ozaki kliniğine geçiyor. Bu geçişin sebebi, kliniğin bir aile kliniği ve malı olmasının yanı sıra, merhum babasının da bir doktor olarak ailenin tüm yükünü çocuğunun, yani Toshio’nun omuzlarına bırakması. Dakka bir gol bir: karşımızda ilginç bir karakter var. Doktor, yani insan hayatını kurtarmak için eğitim görmüş bir kişi. Kliniğin başhekimi ve aynı zamanda maddi sahibi. Ailesel olarak ataerkil bir ailede babasının ve Ozaki ailesinin tüm yükümlülüğünü sırtlanmış birisi. Babası öldüğü için aile reisi…

Toshio anne ve babasını sevmiyor, çünkü ailesi Ozaki adının itibarını her şeyin önünde tutuyorlar. İlerleyen bölümlerde annesinin Toshio’nun karısına karşı davranışlarıyla da anlaşılıyor ki muhafazakâr bir aile aynı zamanda.

Köyde ölümler başladığında Toshio ilk önce hastalarını teker teker kaybetmenin tüm ağırlığını çekerken, ölümlerin arkasındaki gizemi çözmeye and içiyor. Sonuna kadar rasyonel duruşunu koruyan Toshio, bu noktaya kadar animenin bir protagonisti olarak yer alıyor. Kendisinin köylülerin ölümlerine neden bu derece kafayı taktığını ise anlayamıyoruz. Doktor olduğundan dolayı görev bilinci mi? Kendi etrafındaki insanları çok sevdiği için mi? Karşısında çözemediği bir gizem olmasından dolayı mı?

Toshio, bir noktada ölümlerin arkasında Shiki’lerin olduğunu anlıyor. Evet, burada rasyonelliği bir kenara bırakıp doğaüstünü ele almak gerekiyor gibi görünüyor; ama zerre kadar alâkası yok. Toshio, Shiki’lerin davranışlarını, güçlü ve zayıf yönlerini araştırmaya ve incelemeye çalışırken, aynı zamanda hayatta olan hastalarının başında geceler boyu nöbet tutuyor. Ama tek başına Shiki’lere karşı güçsüz kalıyor. Köyü Shiki’lerden kurtarmaya and içen Toshio’nun karakter değişimi bu noktada başlıyor.

Rasyonel bir kişilik sahibi olduğu için Toshio köyde kimsenin Shiki’lerin varlığına inanmayacağını biliyor. Dolayısıyla bir noktaya kadar tüm çalışmaları tek başına sürdürmeye çalışıyor. Ama burada çok büyük bir dönüm noktası var. Shiki’ler, normal birer insan mıdır, yoksa akılsız birer canavar mı? Toshio Shiki’leri canavar olarak görmeyi seçiyor ve bu noktada kendisi protagonistlikten antagonistliğe geçiş yaşar. Artık önümüzde tüm insanlık vasıflarından arınmış, iyinin ve kötünün ötesinde, survival of the fittest* kavramını sonuna kadar hissettiren bir antagonist vardır.

Shiki’lerin biyolojik yapısını anlamak için karısının cesedinin başında günlerce bekleyip sonra yaptığı deneyler vardır ki, Silent Hill 2’nin James’i halt yemiştir Toshio yanında. İşte asıl soru budur. Toshio’nun karısı Kyouko, Shiki olduktan sonra artık insanlık nâmına hiçbir şeyin sahibi değil midir? Hiç acı çekmez mi? Sevgi gibi kavramlardan yoksun mudur? Sadece açlığını gidermek isteyen bir hayvandan mı ibarettir? Yoksa…
Yoksa acı çeken, karşısındaki insanı tanıyan, seven, duyguları olan, kırılabilen, üzülebilen, sadakat sahibi olabilen bir varlık mıdır? Shiki’lerin canavar, insanların haklı olduğuna dair açıklamayı kim yapmıştır? Toshio bu noktada Shiki’ler için baş villain’dir ve onu alt etmek için ellerinden geleni yaparlar. Ama iş o kadar kolay değildir.

Karısını öldürdükten sonra çocukluk arkadaşını hiçbir şey olmamış gibi ortalığı temizlemek için çağıran Toshio, geceler boyu uyumayarak tahtaları yontar ve kazıklar yapar. Etrafındaki en yakın arkadaşlarına Shiki’leri anlattığında onu çok uykusuz kalmakla suçlarlar. Toshio tek başınadır, ama halen en tehlikeli kişidir.

Kendisini ısırmasına izin verdiği Chizuru’yu baştan çıkarıp köydeki festivale götüren Toshio, Shiki’lerin kutsal nesnelerin yanında güçlerini kaybettiğini bildiği gibi, sadece kendisini ilk ısıran Shiki’nin etkisi altında kalabileceğini de bilmektedir. Festival alanında zayıflayan Chizuru’yu bir anda ifşa eden, insanlara onun ölü olduğunu gösteren Toshio, hikâyenin başında ilk ölen kişi olan Megumi’nin babasını “işte kızını öldüren canavar bu” diyerek gaza getiren ve Shiki’lerin varlığını şimdiye kadar inkâr eden bütün köylüleri bir anda kendi safına toplayan adam, bu planı nasıl yapmıştır halen anlayabilmiş değilim; çünkü Chizuru Toshio’yu kendi etkisi altında zannetmekte ve istediği anda ona emrederek oradan çıkabileceğini zannetmektedir. Ayrıca kasabalıların inanmamak için inat ettiklerini de göz önüne aldığında korkacak hiçbir şeyi yoktur; ama Toshio kendini daha önce bir diğer protagonist olan Natsuno’ya ısırttırmış ve ondan sonra ısıracak hiçbir Shiki’nin ektisi altına girmemeyi kendine garanti etmiştir. Chizuru’nunsa olayı anladığı andaki, yani Toshio’nun sağ kolunun yeni düşüp de daha eski bir çift diş izi açığa çıktığında Toshio’nun yüzündeki ifade beni benden almış, gelmiş geçmiş en harika antagoinstler listesinde baş listeyi almıtşır:

Ne var ki, Frankeştayn köylülerine dönen insanların bazıları kendilerine saldıran Shiki etkisi altındaki normal insanları öldürme istemelerine karşın “eğer bunu yaparsanız katil olursunuz” demesi, anlayış farkını tüm açıklığıyla ortaya dökmektedir. Bir önceki söylediği “bu kör kasabanın yok oluşunu görmek istiyorum” olan Toshio’nun tüm Shiki’leri yok etme planı bu şekilde işliyor; ama kontrol sahibi olmayan, inatçı ve cahil köylüleri bu şekilde gaza getirerek başlattığı şeyden kendisi bile korkuyor.

Sonunda hayatta kalan, survival’ın fittest’ı konumuna gelen Toshio, herkesin saygı duyup baş tacı ettiği kişi oluyor; ama kendisi bunları zerre kadar takmadığı gibi, o anda bilmem kaçıncı sigarasını içerken aklından neler geçtiğini kimse tam olarak bilmiyor.

[1] Üstün ahlâk ve köylü ahlâkı terimlerini bilmiyorsanız burayı sallayın.
[2]Shiki, Japonca’da Shi () ölüm/ceset anlamına geldiği gibi, okunuşuyla sayı olarak 4, kelime olarak şiir anlamına gelmektedir. Ki () ise şu haliyle iblis veya ruh haline geldiği gibi, okunuşuyla yaşam, yaşamın özü, tehlike veya çelişki anlamlarına gelebilmektedir. Daha animenin adı böyleyken, kim niye izliyorsun diyebilir ki?

18 şey demişler
  1. Süper bir inceleme mi diyeyim, bilgi mi diyeyim bilemedim ama şunu söyleyebilirim ki, yazının başından sonuna merakımı ve ilgimi hiç kaybetmeden okudum. Bu başarılı yazı için tebrik ederim abi… 🙂 Animeye gelirsek, ilk önce Doruk Abi’nin favorilerinde görmüştüm MyAnimeList’de, şimdi de senden… Yakında başlamam için gereken zemini bu yazı oluşturdu diyebilirim.

    Darkness 15 Mayıs '11 tarihinde | Cevapla
  2. Shiki şu anda benim favori animem konumunda. Önceden Elfen Lied’ti; ama Shiki 13 bölümden uzun süren bir anime ve sırf Ozaki Toshio karakterini çok daha iyi görüp tanımak için izlenmeli.

    Ha, bir de bir Priest karakteri vardır ki, onun için de ayrı bir yazı yazılır!

    Tanshaydar 15 Mayıs '11 tarihinde | Cevapla
  3. Bu görüşlerine katılıyorum. Ayrıca konuyla tam alakası olduğunu sanmıyorum ama animeleri çizgi film gibi görenler ve ayrıca Anime izleyenlerede çocuk muamelesi yapanlarda beni sinir ediyor. 🙂

    BurakSoydan 23 Mayıs '11 tarihinde | Cevapla
  4. Çizgi film muamelesi yapılmasında sıkıntı yok; ama çizgi film izleyen çocuktur diyen zihniyet ne ayaktır onu anlamadım. 22 yaşımı geçtim halen SpongeBob izlerken keyif alıyorum. 30 yaşımı geçsem de aynı keyfi almaya devam ederim. Kime ne? Kendileri keyif alamıyor diye keyif alanlardan ne istiyorlar anlamıyorum.

    Tanshaydar 24 Mayıs '11 tarihinde | Cevapla
    • valla sonuna kadar haklısın diyecek laf bırakmamışın

      gözde 15 Ocak '15 tarihinde |
  5. Karışmalarının tek sebebi kendilerini olgun göstermek bence. “Bak o hala çizgi film izliyo büyümedi gitti. Bense olgun erkeğim veya bayanım.” Akıllarından geçen bunlar. 🙂

    BurakSoydan 24 Mayıs '11 tarihinde | Cevapla
  6. Olgunluk çizgi film izleyip izlememek ile belirleniyorsa…

    Tanshaydar 25 Mayıs '11 tarihinde | Cevapla
  7. Hellsing dışında animelerle pek içli dışlı olmadım ama bu ilgilmi çekti. senin için izleyeceğim tanshaydar başbuğ.

    unalsnake 28 Mayıs '11 tarihinde | Cevapla
  8. selam tanshaydar kardeş bari bi şu animeyi sen çevirde dogru düzgün ingilizce bilmeyen arkadaşlar için (yani ben) mükemmel olurdu…

    eonder87 4 Haziran '11 tarihinde | Cevapla
  9. Dead Space 2’yi hayırlısıyla yayınlayayım sonra hallederim 🙂

    Tanshaydar 4 Haziran '11 tarihinde | Cevapla
  10. @eonder87

    Milletten çeviri dileneceğine, İngilizceni (ve Türkçeni) geliştirmeye çalışsan nasıl olur?

    junmisugi84 5 Haziran '11 tarihinde | Cevapla
  11. Artı, bu animenin Türkçeye çevirilmesini desteklemiyorum.

    junmisugi84 5 Haziran '11 tarihinde | Cevapla
  12. @Gizmoj

    Bu sorunun uzun bir cevabı da var, ama şu tek cümlelik cevaplar da sanırım nedenlerini özetleyebilir:

    “Ayağa düşmesini istemiyorum.” & “Ayağa düşmemesi gereken bir seri.”

    junmisugi84 5 Haziran '11 tarihinde | Cevapla
  13. Ayağa düşmek ne demek arkadaş bu kadar saçma bir tabir olabilir mi; bir film güzelse herkesin beğenmesi, bu beğenenisini diğer insanlarla paylaşması kadar doğal ne olabilir. paylaşmak güzeldir; bir yapımın çok beğenilmesi, takdir edilmesi, izlenilmesi onun değerini düşürmez bilakis arttırır. bu sözdeki amaç bunu sadece ben izledim; ben özelim, ben elitim anlayışı mıdır nedir arkadaş death note’u herkes izledi biliyor diye niye ayağa düşsün bütün anime severlerin ilk beşine girer anlam veremedim bu mantığa.

    İncelmeye gelirsek aşırı spoiler olmasaydı ve bu incelemeyi seriyi izledikten sonra okusaydım çok iyi derdim ama öyle bir spoiler bombardımanı var ki seriyi izleme hevesi olan birisinin hevesini kaçırır, bütün can alıcı noktalar yazılmış. biraz dikkat edilse iyi olurmuş neyse yine de seriden haberdar ettiğin için teşekkürler.

    bu aralar tek bir kişinin 3 yıl uğraşı sonucu ortaya çıkmış bir adventure oyun oynuyorum Gemini Rue tavsiye ederim, blogundan gözlemdiğim üzere tam senlik diyorum bulup denemelisin…

    yusuf uğur 7 Haziran '11 tarihinde | Cevapla
  14. Underrated ve Overrated gibi tabirler duyduysan eğer junmisugi84’ün ne demeye çalıştığını anlayabilirsin.

    Ayrıca benzer olaylar için: http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=facebook'ta%20sevdi%C4%9Fi%20filmlere%20fight%20club'%C4%B1%20koymak

    Tanshaydar 7 Haziran '11 tarihinde | Cevapla
  15. Evet, aynen. Özel olmak, özel hissetmek istiyorum. Herkesin sevdiği bir şey ile bütünleşemem, duygusal bağ kuramam. Bunu anlayabiliyor musun? Bunda yanlış olan bir şey mi var? Bununla bir sorunun mu var? Herkesin ilk 5’inde yer alır demişsin, dünyadan haberin yok. Git biraz MyAnimeList’te falan gez. Türklerin bile artık ilk 5 favorisi arasında Death Note bulunmuyor. Haa sen herkesin sevdiği şeyleri favorilerine ekleyip, sıradan bir insan olmakla gurur duyabilirsin.

    Not: Death Note çok başarılı bulduğum ve çok sevdiğim bir animedir.

    junmisugi84 7 Haziran '11 tarihinde | Cevapla
  16. 4 sene falan önce shikiyi izlemiştim. Çıktığı yıllarda(yanılmıyorsam 2011 de çıkıyordu) buralarda tartışmanız ne güzel, görünce duygulandım. Bu arada doktor Ozaki cidden kral adamdı

    Claymore Ann 9 Mart '19 tarihinde | Cevapla
    • Yazıyı 2011’de yazmışım. Şimdi 2019 yılındayız. Ozaki Toshio karakteri için düşüncelerim değişmedi.
      30 yaşındayım ve hâlen hem çizgi film, hem de anime izlerim 🙂

      Ne var ki, o tatlı tartışmaları ve atışmaları yaptığımız gruplar baya baya dağıldı. Ona yapacka bir şey yok maalesef.

      Tanshaydar 10 Mart '19 tarihinde |

yusuf uğur için bir cevap yazınCevabı iptal et