Tanshaydar'ın Mekânı
Başka bir şey yok
Kategori: Beyazperde

Found-Footage Olayı

Found-Footage (buluntu film) terimine denk gelmemiş olanınız yoktur sanırım. Hiç yoktan Blair Cadısını izlememiş, ya da en azından duymamış olanınız yoktur. Bu arada White Night’taki Dr. Patrick Parr karakteri, Blair Witch’teki Rustin Parr karakterine göndermedir. Diptnot 😀
Buluntu Film formulünün işleyişi oldukça basit. Birileri çıkıp bir fragman yayınlar, öncesinde birisi “bir gurup kişi ortadan kayboldu, bu kasedi bulduk, kasetteki kayıtlar tamamen orjinaldir ve üzerinde hiçbir oynama yapılmamıştır, bla bla bla…” diye ortaya atıp ardından hikâyeyi verirler. En nefret ettiğim şey ise “gerçek bir hikâye üzerine kuruludur” diyerek izleyicide “gerçekten de bulunmuş” hissiyatı yaratmak için verilen acınası çabadır. Uzun yıllar boyunca Blair Cadısı olayının aslını araştıran, hatta varlığına inanan insanlar ile muhabbet edip, “orta çağda mı yaşıyorsunuz, oldu olacak bir de engezisyon kuralım anasını satayım” deyişim de işin başarısını gösteriyor.

Found Footage olayı ülkemizde de Kara Dedeler Olayı filmi ile baya bir popüler oldu. Son bir yılda piyasaya sürülen Found Footage filmlerinin haddi hesabı yokken, ülkemizden de böyle bir atılım görmek güzel. Kara Dedeler Olayı’nı henüz izlemediğim için yorum yapamayacağım.

Ama yorum yapmak istediğim şey, bu türün de cıvkının çıktığıdır. Troll Hunter isimli filmin mockumentary (yalan belgesel) tarzına daha yakın olması mı onu güzel kıldı bilemeyeceğim; ama izlediğim son güzel found footage oydu. Ondan sonra birkaç tane izlediyip, White Night‘ı yaparken belki ilham alırım diye Grave Encounters diye bir rezalet daha izledim.

Hepsini geçtim de… Geçen akşam Apollo 18 diye bir rezalet izledim ki… İnanmıyorum ya…

Anlıyorum, Paranormal Activity çok tuttu, çok para yaptı; ama bu kadar da açgözlülükle saldırılmaz ki bu türe! İzlediğim en rezalet found-footage türündeki video (film demeye dilim varmıyor), resmî olarak iptal edildiği söylenen; ama gizli olarak gizli bir görevle aya gönderilip bir daha gelemeyen iki astronotun hikâyesini ve ayda bulduklarını anlatıyor. Trailer’ına bakarak ilginç bir şey olabileceğini düşünebilirsiniz; ama filmin tamamı “gerçekçilik” (!) hissini verebilmek için 10 FPS ile görüntü kaydetmiş bir kameradan veriliyor. Hikâye nâmına bir şey olmadığı gibi, karakter derinliği ve oyunculuk da sıfır. Bunu bir de film olarak piyasaya sürmüşler…

Bir kere düşünün. Fikir ilginç: Apollo 17’den sonra bir daha aya hiç insan ayak basmadı, neden? Apollo 18’in iptal edildiği söylendi; ama Apollo 18’de görev alması planlanan iki astronotun kazada öldüğü söylendi ve cesetleri bulunamadı. Bir kere fikir merak uyandırıyor, ayrıca güzel bir senaryo yazmak için ucu açık ve yeterince keyifli bir bilim kurgu sunabilirler önümüze. Ama bu kadar paragöz olununca, seyirci nasıl olsa merak edip gelir, ilk haftanın kârıyla geçiniriz düşüncesi herkesi sarınca, böyle bir rezalet çıkıyor ortaya.

Found Footage konusu benim için bitmiştir. Kara Dedeler’i de izleyip noktayı koymayı planlıyorum. Tür üzerine daha geniş bir dosya için beyazperde sitesine göz atabilirsiniz.

8 şey demişler
  1. Karadedeleri izledikten sonra burada yorumlarsanız yada bu yoruma cevap verirseniz sevinirim. 🙂 Geçen sene ilk lafı geçtiği zamanlardan -ki o zamanlar geçen senenin NBA All-Star hafta sonuna denk geliyordu ve smaç yarışmasına kadar konuyu araştırmıştım ve o zamanlardan beri karadedeleri olayını düşünüyordum ancak henüz bende izlemedim. Aslında Found-Footage olayının cidden cılkını çıkarttılar ve insan artık bir yerde maddiyattan daha çok birazda daha başka duygular istiyor izlediği filmden, en azından ben öyle bekliyorum. Tamam çok kötü olacaksa da olsun ama en azından farklı birşey çıkarmaya çalışsın birileri, sonuçta üzerine gerçekten çalışılmışsa o işin içinde bir yerlerde güzellikler bulunur. Karadedeler olayı içinde böyle bir beklentim vardı ve zaman geçtikte filmden soğudum. Eğer siz izlerseniz yorumlarınızı merak ediyorum.

    Gökhan 13 Kasım '11 tarihinde | Cevapla
    • Açıkçası hiçbir beklentim yok; ve kötü bir yapım olacağını adım gibi biliyorum. Murat Tolga Şen’in yazılarını takip ede ede biraz sinekritik konusunda kafam basmaya başladı.
      Asıl istediğim şey, nasıl ki Grave Encounters’ı White Night için izlediysem, Kara Dedeler Olayını’nın da bana bir sonraki çalışmam için ilham vermesi. Bunu becerebileceğine inanıyorum, ışıksız, karanlık ve ürkünç ortamlar.
      Yine de görmeden yorumda bulunmak gibi bir saygısızlığa kalkışmayacağım, her ne kadar görünen köy kılavuz istemese de 🙂 (Dvdrip forever)

      Tanshaydar 14 Kasım '11 tarihinde |
  2. Aynen, Dvdrip forever 🙂 O değilde Apollo 18’i şimdi hatırladım, o filmi galiba The Green Hornet filmine gittiğimde fragmanlarında görmüştüm. İlgimi çekmişti aslında hatta dur ben indireyim onu bir. What if they never come back ? mi öyle bir sloganı vardı 😀

    Gökhan 14 Kasım '11 tarihinde | Cevapla
    • Ben de gittiğim filmlerde görüp duruyordum, Cuma gecesi korku filmi izlemek için yanıp tutuştum da bunu buldum arşivin içinden. Kapladığı yere yazık.
      Slogan şöyleydi: “There’s a reason we’ve never gone back to the Moon” (Ay’a bir daha hiç gitmemiş olmamızın bir sebebi var).

      Fikir gerçekten harika, ama işte birçok kişinin savunduğu gibi her şey orjinal fikir ile olmuyor…

      Tanshaydar 14 Kasım '11 tarihinde |
  3. Evet evet öyleydi… 10 fps ha… İndireceğim ileleyen günlerde inşallah 🙂 Bu arada alakasız olacak ancak Area 51 oynadın mı ?

    Gökhan 14 Kasım '11 tarihinde | Cevapla
  4. Apollo 18’i indirdim en yakın zamanda izlemeyi düşünüyorum. Azcık baktım da bu kameradan izlemeye benim midem kaldırmayabilir.

    Gökhan 18 Kasım '11 tarihinde | Cevapla
    • Acaba sinemaya gidenler ne düşündü, ben onu merak ediyorum 🙂
      Türkiye’ye gelmemiş olmasının bir sebebi var 😛

      Tanshaydar 19 Kasım '11 tarihinde |
  5. Aynen, There’s a reason why it never released in Turkey 😀

    Gökhan 20 Kasım '11 tarihinde | Cevapla

Gökhan için bir cevap yazınCevabı iptal et