Tanshaydar'ın Mekânı
Başka bir şey yok
Kategori: Bilgisayar Oyunları

Amnesia: A Machine for Pigs İncelemem

Dear Esther’in oyun olacağını ilk duyduğumda çok zoruma gitmişti. 2011’in en iyisi seçilen White Night da bir oyun moduydu ve tek başına bir oyun olmayı fazlasıyla hakediyordu. Ne var ki, maddi imkânsızlıklar yüzünden benim yapamadığımı, Dan Pinchbeck Dear Esther ile yapmıştı ve ben de o oyun için sözleşmeli Türkçe çevirmen olarak çalışmıştım.
Dan Pinchbeck’i severim, oyunların hikâye anlatmak için harika araçlar olduğunu düşünür, ve iyi de bir yazardır. Ne var ki, Frictional Games, ki onlarla da aram çok iyidir, Thomas ve Jens’i çok severim ve White Night’ın onlara bir tane bile ekstra oyun satılması katkısı olduysa mutlu olurum; devam oyunu olmayan bir oyunu motor, modeller ve isim haklarıyla Dan’e emanet edince çok ağırıma gitmişti. Sen git motoru Amnesia’dan daha iyi kullan, neredeyse daha iyi bir senaryo yaz; ama gelip başkaları işin üstüne çöksün…

Ve Domuz Makinesi beklentileri böylece başlamış oldu. İyi bir şey yapmalarını umuyordum ki, geliştirilmiş ve güncellenmiş bir motorun kullanılacak olması iyice bir beklenti haline soktu beni, ama sonuç öyle büyük bir hüsran oldu ki, anlatamam. (Yalan, anlatıyorum işte).

17-08-13-02
Bir kere, Penumbra serisi ile çıkışını yapan HPL motoru, en büyük kozu olan sınırsıza yakın etkileşimi, Amnesia ile HPL2 olunca katlamıştı. İnsan her şeyi bırakıp sağa sola kutu fırlatmakla eğleniyordu sadece. Newton Game Dynamics isimli açık kaynak kodlu fizik motorunun gücünü sonuna kadar görüyorduk bu oyunda. Tabi bu sayede çok gerçekçi bulmacalar da çözebiliyorduk. Domuz Makinasında bu etkileşimi neredeyse sıfıra indirgemişler. (-1)

Neredeyse hiçbir nesne etkileşime açık değil. Bunun sebebini çok iyi anlıyorum. Etkileşime açık nesne sayısı işlemci üzerindeki yükü bir hayli arttırıyor ve Domuz Makinesindeki tasarımların sürekli devasa seviyeler olması ve çok fazla model içermesi sebebiyle etkileşime açık bırakmak işlemcileri öldürür, aptal bir Crysis vakasına dönerdi. Ama bu bir bahane değil ki! Thomas bu işin altından nasıl kalktı? Onu geçtim, ben White Night ile nasıl kalktım? Ayrıca güncellenmiş bir motor varken ellerinde, optimize olmuş durumu nasıl bu hale getirdiler? Çok cevaplar ve bahaneler bulunabilir; ama Amnesia ismini taşıyan ve HPL motoru kullanan bir oyun bunu sunamıyorsa bu bir eksikliktir. Bu, Süper Maryo’yu gidip CryEngine 3 ile yapmaktır. (Aterilerde oynadığımız Mario bu)

Afyon tentürü ve çakmak kutusu gitmiş. Oyunun başında sürekli Tab tuşuna basıp envanteri görmeye çalışıyordum ve resmen her şey gitmiş! Envanter yok, nesne toplama yok, yağ, pil, sağlık paketi, anahtar toplama yok! Hadi delilik sisteminden geçtim, onu ben de kullanmazdım; ama yapmayın yahu, resmen her şeyini traş edip oyunu çıplak bırakmışlar. Dahası, vermişler elimize hiç kapanmayan bir ışık, canavar gelince kıpraşsın dursun.

Şunu unutmamak gerekir. Bir korku oyununda korku hissini veren fiziksel veya duygusal çaresizlik hissidir. Domuz Makinesi bunun fiziksel olanını oyundan sıyırıp atmış. Aman yağım bitti, aman sağlığım kalmadı gibi dertlerden kurtulunca Dan Pinchbeck zannetmiş ki hekres hikâyeye odaklanacak. Pardon ama Amnesia’nın kitlesi hikâyeden anlamayan bir kitledir (istisnalar kaideyi bozmaz siz on bin kişi gelip ben bakıyorum deseniz size bakmayan iki milyon kişi gösteririm), bunu şimdiye kadar çözmüş olması gerekirdi. (-1)

AAMFP_1

Canavar karşılaşmaları tırt. Oyunun ortalarına kadar siz mi onlardan kaçıyorsunuz, onlar mı sizden kaçıyor anlamak imkânsız. Tamam, canavar modellemeleri güzel, tamam birden fazla model ve karşılaşma var; ama hani nerede o reklamını yaptığınız güncellenmiş yapay zekâ? Bir kere denedim, gittim karanlıkta köşede oturdum, yaratık burnumun dibinden geçip gitti. Işığı açtım geldi, kapadım gitti, açtım geldi, kapadım gitti… Onun dışında zaten hep belirli çizgi üzerinde yürüyen, belirli yerleri kolaçan eden canavarlar olunca, adam gibi bir karşılaşma bile yaşamıyoruz. Belki White Night’ı geliştirirken motorun her şeyini öğrendiğim ve uzmanlaştığım için ben biraz fazla zorladım; ama yok arkadaş, cidden yok. Adam gibi bir karşılaşma olmadığı için korku öğesi de kalmıyor. Ortada olmayan bir tehlike ve bitmeyen fenerle gez gez dur, Amnesia: Dear Esther.

Orjinal Amnesia’daki gibi kovalamaca sahneleri de yok. Bir yol boyunca ardınızdan gelen tehlikeden kaçmak zorunda kaldığınız, kapıları hızlıca açıp gelemesinler diye hızlıca kapattığınız hiçbir yer yok. Bir kere kapı kapadım ve canavar bir kere vurduktan sonra ses kesildi. Öldü mü kaldı mı diye bakmaya gittim, baktım yok olmuş… Orada karşımda dikilip bir tane indirseydi kafama yerimden sıçrardım korkudan; ama oyun boyunca bir kere bile ölmediğim gibi bir kere bile korkmadım.

Oyunun hakkını yemek istemediğim bir mesele var, o da görsel güzellik. İlk Amnesia’ya nazaran görsel açıdan oldukça başarılı bir yapım olmuş Domuz Makinesi. Özellikle bazı sahneler var ki, görsel şölen yaşatıyor. Görmeyi beklediğim gerçek bir korku oyunu olarak, biraz da Resident Evil 3’ün açılış videosuna benziyor bu sahnelerden bir tanesi. Harika olmuş. (+1)

amnesia_a_machine_for_pigs

Müzikler konusunda ise, Jessica ablamız öttürmüş yine. Dear Esther’in müziklerini yapan Jessica Curry, Domuz Makinesinde hem duygusal bir oyuna hem de bir korku oyununa yaraşır şaheserler yaratmış ve dinlerken hayran kaldım. Mikko Tarmia bu konuda hem Penumbra hem de orjinal Amnesia müziklerini yaparken oldukça övgü toplasa da, Jessica abla çıtayı yukarı taşımış resmen. Şahsen kendi geliştirdiğim oyunda müziklerin bundan aşağı kalır yanı olmaması gerek diyorum. (+1)

Ve gelelim en önemli mevzuya, hikâyeye.
Bir kere hikâye zaten en başından kendini ele veriyor. Ne olacağını ve nasıl olacağını tahmin ediyorsunuz (ya da ben hem yazar olup hem çok oyun oynadığım için?). Ateşli bir hastalıktan muzdarip Mandus isimli bir adamla oynadığımız Domuz Makinesinde, Mandus iki çocuğunu arıyor. Oyun boyunca bazı telefonlardan bize yardımcı olan birinin istediklerini yapıyoruz ve bunlar da bizim görevlerimiz oluyor. En başta sadece Mandus ve çocukları üzerine yoğunlaşan hikâyede, yavaş yavaş makinenin hikâyesi de giriyor ve ilk oyuna kadar bağlanan (Brennenburg) bir dehşet karşımıza çıkıyor.

Şimdi, etrafta çok güzel bir hikâye olduğunu söyleyen, çok rahatsız edici bir hikâye olduğunu söyleyen bir sürü merci var. Hiçbirine katılmıyorum. Evet, hikâyeyi beğendim, hatta bir iki tane vurucu yer bile var önceden tahmin edemediğim; ama öyle ahım şahım kalitede bir hikâye mi? Orası su götürür işte. Açıkçası ben beğendim. Çoğunluğun ölümü yerine, çoğunluğu kurtarmak için azınlığın ölümünü seçer misiniz? Şimdi, Urobuchi Gen hikâyelerini yalamış yutmuş ben için gelip de bana kimse rahatsız edici demesin Domuz Makinesi hikâyesine. Orjinal Amnesia hikâyesi bile daha rahatsız ediciydi.

Domuz Makinesinin hikâyesinde güzel olan şey, seslendirmeler ve seslendirmelerdeki vurgular. Öyle müzikler ve öyle ses tonları ile geçiyor ki bu diyaloglar, mest olmamak imkânsız. Bu diyaloglar oyunun hikâyesini anlamayı daha mümkün kılıyor. Makine ile son karşılaşmada ise duygular şelale. (+1)

Bir de sağda solda çok korkunç, şöyle böyle demiyorlar mı? Deli oluyorum. Kotaku sizin yalanınızı seveyim. Yapacağınız marka şovenizminizi seveyim.
VxkoPG4

Amnesia: A Machine for Pigs tam bir hayal kırıklığı benim için. White Night’tan araklanan üç beş mekaniği de görünce, iyice çıldırdım. Oyun korkunç değil, hem de hiç değil. Bir arkadaşım her sarsıntıda üç buçuk attığını söyleyince şaşırdım. Titreşen ekrandan mı korkuyoruz ortada hiçbir şey yokken? Eğer bundan korkuyorsanız evet, oyun korkunç.
Etkileşim sıfır, ortada yürü, not topla, birkaç bulmaca çözmeye çalışır gibi yap, yürümeye devam et. Arada bir iki canavar çıkar gibi olsun, korkar gibi yap, yürümeye devam et. Üç saatte bitir. Oyun bundan ibaret.

Not: Amnesia: The Dark Descent’te birkaç kere öldüm ve oyunun büyük kısmında korktum. Hatta birkaç yerde yerimden zıpladım; ama A Machine for Pigs’te zerre korkmadım. Zaten oyunun sonuna doğru asıl meselenin korku olmadığını göreceksiniz. Ki korkutamayacağını anlayan Dan’in bu yönde ilerlemesi olayı biraz toparlamış, hatta hikâyeye baya bir derinlik katmış diyebilirim.

43 şey demişler
  1. Gerçekten çok iyi yorum yapmışsınız. Sonuna kadar katılıyorum. Ama frictional gamesin orjinal sitesinde yada amnesia a Machine For pigs hakkında yabancıların sitelerine baktım, yorumlar çok korkunç, harika dan ibaret. Bizim isyan etmemiş sanırım bir işe yaramayacak. Yani demek istediğim frictional Games hatasını anlayıp, oyuna bir ek paket yada güncelleme getirme olasılığı düşük. Tabiki bunu zaman gösterecek. Biz bekliyoruz.

    shade 15 Eylül '13 tarihinde | Cevapla
    • Oyun 2012 Eylül’ünde çıkacaktı. 2013 Şubat’a ertelendi. Sonra 2013 Eylül’e ertelendi.
      Ellerinde büyük bir ekip, arkalarında Frictional Games, ceplerinde Dear Esther’dan kazandıkları para vardı. Frictional Games’in yapacağı, yapabileceği hiçbir şey yok. Ek paket vs asıl oyunu kurtarmaz.

      En başta yapılan seçim hatalı. Ama benim bunda ne kadar söz hakkım var bilmiyorum artık.

      Tanshaydar 15 Eylül '13 tarihinde |
  2. Harcadılar işte gül gibi oyunu, kime sorsam korkunç diyo adam yere saksı düşse altına yapacak oyundan değil zihnini öyle alıştırmış birkere, insan nasıl alışırsa öyle bağlanır, ayrıca hikayesi çok güzel demişsinizde Amnesia gibi bir oyunda domuz ne arasın ? hayvanat bahçesimi, domuz çiftliğimi, oyun mu belli değil..

    Nope 17 Eylül '13 tarihinde | Cevapla
    • Oyunun hikâyesine biraz dikkat verildiğinde harika olmasa da, güzel bir hikâye çıkıyor ortaya. Tek bir kişinin dünyayı değiştirme çabası üzerinden dönüyor olay belki; ama sonunda vardığı nokta şu:
      “Eğer canavarla savaşırsanız, canavarlaşırsınız;
      Uçuruma baktığınızda, uçurum da size bakar.” – Nietzsche

      Tanshaydar 17 Eylül '13 tarihinde |
  3. yorumun cok iyi tansel ama 2. oyun frictional gamesteki diger oyunlara gore kotu olsada kendi basinda iyi bir oyun. yani surekli 1. oyununda olupta 2. oyunda olmayanlardan yakiniyoruz. 2. oyun apayri bir vaka 🙂 bence o kadarda kotu degil. Ayrica isigin kiprasmasi olayi hosuma gitti. yaratik geldi gelecek diyor ve geriliyordum. tabi bu benim fikrim

    birpotter 18 Eylül '13 tarihinde | Cevapla
    • İdeal bir dünyada her ürün kendi kıstaslarına göre yargılanır ve değerlendirilir.

      Ne var ki, ideal bir dünyadan oldukça uzaktayız ve günümüzde para eden şey marka değeri oluyor.

      A Machine for Pigs, başka bir isim altında ve başka bir motorla çıkmış olsaydı, o zaman verdiğim eksilerin bir kısmı artıya dönecek, eleştirim de oldukça pozitif bir yön olacaktı. Dear Esther’in ne olduğunu biliyorduk ve beklediğimizden daha güzeli çıktı. Aynısını burada söyleyebilir miyiz?

      Hayır.

      Oyunu Frictional Games’e bağlamak istemiyorum çünkü Thomas ve Jens’in oyun dizaynı konusundaki yaklaşımlarını ve tarzlarını biliyorum. Dan Pinchbeck’i de iyi tanıyorum ve onun da görüşlerini ve tarzını biliyorum.

      Buradaki tek hata oyunun Amesia adıyla HPL2 motoruyla çıkmış olmasıdır ve ölümcül bir hata olmuştur.

      Tanshaydar 18 Eylül '13 tarihinde |
  4. Sizinle daha önce konuşmuştuk, oyun henüz çıktığında. 10 saatlik bir oynanışın ardından SONUNDA bitti ve üzerinden 2 hafta geçti. Önceki Frictional Games oyunlarını sizin çevirilerinizle oynamıştım ancak bu sefer kendi kendime okuyarak anlamak istedim. Bazılarında zorlansam da tüm notları baştan sona okudum.

    Böyle bir potansiyele sahip fikir ancak bu kadar batırılabilirdi herhalde. Makine zaten gözümüzün önünde daha niye düzgün bir hikaye anlatmak yerine ağır bir dille betimleme yapıyorsunuz? Bırakın oyuncu anlasın yahu, ekrana bakarak oynuyorsak bir şeyleri kapabilmemiz lazım öyle değil mi? Text-based RPG mi oynuyoruz? İki adım at not oku. 3 adım daha at aaa bir not daha. Yürüyüş simulasyonu sanki.

    İlk oyunu bitirdikten sonra açabileceğiniz “Super Secret” dosyasında dahi vardı; etraftaki öğeler ile etkileşim. O videoları izleyince verilen emeğin karşılığı alındığı için oyunu sanki ben geliştirmişim gibi mutlu olmuştum. Ancak The Chinese Room’un cevabı “Nope”. Tek tutabildiğiniz eşya sandalye. Ne kadar keyifli öyle değil mi? Şu haliyle bile optimizasyon sorunları bulunuyorken öbür türlüsünü düşünemiyorum.

    Çıkarılan envanter sistemi, sınırsız ve tehlike yaklaşınca titreyen ışıktan bahsetmeye lüzum yok.

    Mekanlar dışında beni kendine çeken hiçbir şey yok oyunda. 10 üzerinde ancak 3 alabilir, tam bir çöp. Gelen haberlerden ve ertelemelerden belliydi aslında.

    -Evet sevgili Amnesia oyuncuları oyunu yapmamızda The Chinese Room bize yardım ediyor.
    -(Oyuna erteleme geliyor.) Oyunu The Chinese Room ile beraber geliştiriyoruz.
    -(Bir erteleme daha…) Oyunu The Chinese Room yaptı. Geçmiş olsun.

    Kendi kendine ünlenmiş, mükemmel bir potansiyeli olan Amnesia’yı The Chinese Room’a verirseniz ancak böyle bir şey çıkıyormuş demek ki. Adamlar kendilerini o kadar sabitlemişler ki oyunlarında yeni mekanikler görmek imkansız. Geçen röportajlarında da oynanış bizim için önemli değil demişler. Şu iki kelimeyi bildiklerinden emin değilim: “Game-Gameplay”. Yalnızca hikaye anlatmak istiyorsanız, herhangi bir tuşa basmamıza lüzum yok. Film çekin izleyelim. Çok sığ bir yorum gibi gelebilir size ancak karşınızdaki adamlar da pek farklı değil emin olun.

    Son olarak Dear Esther: A History of Pigs gibi bir isme sahip olsaydı bu söylediklerimi yutardım ve ancak o zaman müziklerini beğenirdim, 7/10.

    Kütüphanedeki duruşuna bakıyorum da şöyle bir… Verdiğim paraya hiç bu kadar acımamıştım.

    Gluskap 25 Eylül '13 tarihinde | Cevapla
    • Verdiğin para… Ben oyuna ön sipariş verdim ve Jens birkaç gün sonra bana key gönderdi 😀 Benden daha çok acıyamazsınız o paraya şu anda 😀

      Dan Pinccbeck’in düz yazı ile şiir arasındaki farkı bilmediği zaten belliydi. Okurken güzeldi; ama çevirirken düzgün bir çeviri yapmak ve orjinale sadık kalmak ölümdü.

      Oyun aslında başından beri theChineseRoom yapımı ve Frictional Games yayını olarak lanse edilmişti. Elbetteki Frictinal Games yapımın içinde doğrudan yer aldı; ama EA veya Activision gibi “şunu şöyle yapın, bu ne amk değiştirin bunu” şeklinde değil de, yapılması gereken şeyleri yaptılar, mesela programlama gibi.

      Dan’in yaptığı hata, Dear Esther ile aldığı riski A Machine for Pigs ile tekrar alması olmuş. Aynı riski tekrar almak… aptallıktır. Ayrıca isim ve motor seçimi kesinlikle yanlış. Ben sırf bir mod olan White Night’la bile çok çektim isim ve motor konusunda, yeni bir oyunun ölüm fermanı olacağı belliydi.

      Yine de, eğer kendi içinde ele alınırsa 7 veya 8 gibi bir puan alabilir. Yani isminden Amnesia’yı, altından HPL2’yi çıkarınca kötü değil, hatta iyi sayılabilecek bir oyun olabilirmiş.

      Tanshaydar 25 Eylül '13 tarihinde |
  5. (Sizin için cevapla butonu kullanamıyoruz sanırım.)Evet, sizin durumu göz önünde bulundurunca, hakikaten daha fazla acıyamam. =) Ancak bu son oldu. Belirli AAA oyunlar dışında ön sipariş bitmiştir benim için.

    Bir de şunu söylemeyi unutmuşum. Yeni oyunda “custom story” desteği de yok. Bunu aylar öncesinden söylemişler ancak ben oyunu bitirdikten sonra fark ettim. Bağımsız yapımcı diye diye sömürüyorlar milleti iyice.

    Gluskap 26 Eylül '13 tarihinde | Cevapla
    • (Kendi yorumunuzun altındaki Cevapla butonunu kullanınca aynı şekilde alt alta sıralanıyor yorumlar.)

      Ön siparişte genelde daha ucuza geliyor, o yüzden ön siparişi tercih ediyorum ben. Tabi ön sipariş vermek için de oyunu bir süredir takip ediyor olmak lazım, ilk görüşte aşk olmuyor genelde bu tür işler.

      Aldığım istihbarata göre yenilenen motor için mod araçları yayınlanacak ve bir güncelleme ile Custom Story desteği gelecek. Ne kadar doğru, bilinmez elbette; doğrudan Thomas ile konuşmadım bu konuda. Ama yeni gelen modeller ve seslerle birlikte modlarda yeniden bir patlama yaşanacağı kesin. Takip etmediğim için pek de umrumda değil.

      Dün gece biraz Dear Esther’in macerasını okudum. Orjinal modu Dan Pinchbeck yapmış olsa da, remake’i yapan adam Robert Briscoe ve adamın içler acısı halini görünce Dan’e karşı olan sempatim biraz düştü. En son, Everybody Gone To The Rapture’ın da PS4 exclusive olduğunu öğrendiğimde olay benim için bitti. theChineseRoom kendi ölüm fermanını imzalamıştır.

      Tanshaydar 26 Eylül '13 tarihinde |
    • Genel kullanıcıların takip etmesi ancak haber siteleri vs. aracılığı ile oluyor. Sizin bile Frictional ile irtibatınız olduğu halde böyle bir şey tahmin etmeniz zordu. Demek istediğim ne kadar anlatırlarsa anlatsınlar, oyun çıkışını yapmadan nasıl bir yapım olduğunu anlamak çok zor.

      Robert Briscoe’yu duymamıştım, biraz araştırdım ben de. Toparlanmaya çalışıyormuş hâlâ.

      Gluskap 26 Eylül '13 tarihinde |
    • Benim diğer oyun geliştiricilerle iletişimim sadece kişisel ilgi ve merağım üzerine kurulu. Bir haber sitesi için çalışmıyorum, ya da insanlara haber vermek için uğraşmıyorum. Kişisel muhabbetimi halka açmak konusunda da pek istekli olduğum söylenemez; ama bu muhabbeti “panpa bana alfa buildini göndersene beya” şeklinde kullanmadığımı söylemeye gerek yok.

      Thomas yazılım uzmanı olduğu için muhabbetim daha çok teknik konularda bilgi alışverişi oluyor. Eğleneceğimi düşündüğüm için Domuz Makinesi hakkında fazla bilgi edinmeye çalışmadım. Çok meraklı değildim açıkçası zaten…

      Tanshaydar 26 Eylül '13 tarihinde |
  6. Tansel Bey oyunu bitirmeden önce incelemenize önce tarafsız kaldım, oyun bitince hak verdim. Son zamanlar orjinal denebilecek oyunların ne demeye iyi denebilecek tüm özellikleri çıkartılır, bilmiyorum. Bu oyunların piyasaya çıktıklarında iddialı görülebilecek tek özellikleri geliştirilmiş grafikleri oluyor. İyi de neredeyse her oyunda grafikler bir miktar geliştiriliyor.

    İşin açığı o fabrikadaki karmaşık detaylar pek de umurumda olmadı. Bu bir kenara önceki oyun daha etkileyici bir atmosfer sunuyordu. Çünkü etrafta çok farklı renkler vardı. Işıklandırmalar söz konusu olduğunda en etkileyici rengi seçiyorlardı, karanlık dendiğinde son derece ürkütücüydü. O ışıkla aydınlanan altın renkli kapılar son derece etkileyici görülüyordu. Her şeyi elimize alıp kurcalıyorduk, arada keyfi olarak bir dolabın içine girip kapıyı kapatıyorduk. Bunların yanında bu oyunda bulmaca diye bir şey de yoktu. Sağa sola bakıp araştıracak bir şeyler bulmamız söz konusu değildi, zaten her şey ortadaydı.

    Ben oyunda en çok korktuğum yeri anlatmak istiyorum. Oyunun sonlarına epey yaklaşmıştım. Dışarıda domuzlar insanları katlediyordu. Bir ara bir dialog başladı. Sonra karakterim ümitsizliğe kapıldı. Ne olduysa hayalet gibi yerin dibine doğru düşmeye başladım, sanki cehenneme gidiyor gibiydim. Düşüş bir türlü bitmek bilmedi. Bu kısım oldukça korkutucuydu, ama sonra bunun oyunun hatası olduğunu fark ettim. 🙂 Tansel Bey benim anlattığım bu şeyi siz ilerde kendi oyunlarınızda kullanmayı bir düşünün derim. Kendi modunuz dururken böyle tırt bir oyunun satılmak için piyasaya çıkmasına ben de üzüldüm. Fakat sizi ümitlendirecek bir şey söylemek istiyorum. Bu modu piyasada yaptığınız bir güç gösterisi olarak görün. İlerde çok daha güzel şeyler yapacağınıza inanıyorum. Bu mod olmasaydı işin açığı isminiz aklımda kalmazdı. Sizin gibi ben de bir yazarım, ama benim bilgisayar programcılığıyla alakam yoktur.

    Kim ne derse desin günümüz piyasasında yüksek bütçeyle çıkan güzel grafikli oyunlar değil, öncelikle özgün fikirlerle yola çıkan küçük oyunlar rağbet görüyor. Oyuncular grafikler geliştirilsin diye grafikleri geliştiriyoruz, diyen firmaların düşüncelerini aptalca buluyorum.

    Bu arada vaktiniz olursa sitem fantastikedebiyat.com’a bir küçük bir reportaj vermenizi rica edeceğim. Dumrul isimli yöneticiyim.

    Etlisomon 29 Eylül '13 tarihinde | Cevapla
    • A Machine for Pigs’in öyle ahım şahım grafikleri de yok zaten. Yani öne sürdüğü tek şey hikâye ve Dear Esther’de tutmuş olan oynanış mekaniği.
      İlk oyunun aksine, Domuz Makinesi tam anlamıyla idiot-proof (aptallar için) tasarlanmış bir oyun. 5 yaşındaki bir çocuğun bile anlayabileceği ve çözebileceği oynanış ve bulmacalar var. Kaldı ki ilk oyunu oynamış oyuncular için, dediğiniz gibi, her şey ortadaydı.

      Bazı sahnelerden keyif aldım, evet; ama hiç korkamadım. White Night için güzel sözlerinize teşekkür ederim. Bana bir isim ve ün kattı, ama bunu bir adım öteye taşıyıp kendi oyunumu geliştiriyorum artık. White Night’ın getirisi olup olmadığını ilk elden deneyimleyeceğim artık. Belki ileride bir remake ile oyun olarak çıkarırım, belki dediğiniz gibi bir sahne de olur 🙂

      Oyun piyasası kendini tekrar ediyor yıllardır. Orjinal fikirlere sahip bağımsız geliştiricilere de gün doğuyor dolayısıyla. Grafikler bir oyunun 60%’ıdır diyenler utansın. Tabi grafikten başka sunacağı bir şey olmayanların bu görüşleri desteklemesi normal.

      Yazar olarak basılı yayında pek bir başarım yok henüz, dolayısıyla röportaj ile ne katabilirim bilmiyorum; ama elbetteki mutlu olurum.

      Tanshaydar 29 Eylül '13 tarihinde |
  7. Abi o modu elden geçirip kendi oyununuz olarak sunarsanız bence çok güzel olur. Aslında reportaj dediğimde zamanım yok demenizden korkuyordum. Benim size soracaklarım üç aşağı beş yukarı böyle konulardan olacaktır. Bunun yanında mümkünse yeni projelerinizden de biraz bahsedersiniz.

    Etlisomon 29 Eylül '13 tarihinde | Cevapla
    • Gelecek projelerden biri olabilir aslında, evet 🙂
      Zaman yönetimi konusunda oldukça kötüyüm; ama hiçbir şeye zaman ayıramayacak kadar da kötü değilim 😛

      Tanshaydar 29 Eylül '13 tarihinde |
  8. Süpersiniz! Sitede iletişim bölümüne baktım. tansel[at]tanshaydar.com mail adresi olarak gözüküyor. Size kendi adresim dumrul[at]fantastikkurgu.com’dan maille en yakın zamanda sorularımı yollayacağım. Soruları olabildiğince açık bir şekilde yazmaya çalışacağım.

    Etlisomon 29 Eylül '13 tarihinde | Cevapla
    • Sorun yok, elimden geldiğince düzgün şekilde ve kısa zamanda cevaplarım 🙂

      Tanshaydar 29 Eylül '13 tarihinde |
  9. Oyun resmen film tadında sadece ilerle. Arada canavar çıktı saklan. Senaryo güzel ama oynanış 0 ilk oyun daha iyiydi.

    freeman1930 2 Ekim '13 tarihinde | Cevapla
  10. Grafikler rezalet 1920x de oynasamda 720p bile değil gibi hiç beğenmedim çamurlanma var atmosfer ilk oyuna göre berbat ilk oyunun hatrına indirip oynadım ama tam bir hayal kırıklığı oldu.

    okinkurt 2 Ekim '13 tarihinde | Cevapla
    • Kotaya yazık oldu di mi 🙂

      Tanshaydar 2 Ekim '13 tarihinde |
  11. Kotayı bırak bende net 3g 10 kb valla ister inan ister inanma 3 gün 9 saatte indirdim 😀 adamın fener tutan kolunda bile yeşillenme oluyor hafiften nasıl bu kadar batırdılar bu grafikleri anlamadım hadi grafik neysede bari korksaydık oda yok onca bekleyiş boşa gitti.

    okinkurt 3 Ekim '13 tarihinde | Cevapla
    • Hacım senin olay ekran kartı sürücülerinden kaynaklanıyor olmasın? Bir ayar çek istersen, dediğin şey normal değil, oyundan kaynaklanmıyor.

      6 ay boyunca 3G modem kullanmak zorunda kaldım, çok iyi biliyorum çilesini 😀

      Tanshaydar 3 Ekim '13 tarihinde |
  12. Hocam sürücülerde sorun olsa tüm oyunlar da yapar bu olayı oyunda var birşey anlamadım bir önceki oyun taş gibiydi uzak detaylar gayet iyi ama yakınlar feneri tutan el veya fenerin yaydığı ışığın etrafındaki çamurlanma anlamadım gitti outlast indiriyorum 3 gündür bunu çok övdüler inş bu iyi çıkar yoksa önce kendimi sonra pc yi vurucam 😀

    okinkurt 4 Ekim '13 tarihinde | Cevapla
    • Şöyle bir şey var ama, Amnesia motoru OpenGL kullanıyor, tutup da diğer DirectX oyunları ile karşılaştırırsan olmaz.

      Tanshaydar 4 Ekim '13 tarihinde |
  13. Yok hocam sadece gördüğmü değerlendiriyorum bazı ayarları fulledim grafik olarak düzelme olmadı pek benim led ekrandan kaynaklanma ihtimali de var tam 1080p olmıyan durumlarda hatta 720p de bile mat renklerde çamurlanma olabiliyor bende samsung s23b350h var memnun olduğum sölenemez ghosting sorunuda mevcut harmana dikip ateş edesim var 😀 ama oyunun grafik leride çokda iyi değil halı detayları felan bulanık sanırım oyundaki yetersiz grafik benim monitörün öküzlüğü ile birleşince ortaya sarhoş kusmuğu gibi bir grafik yapısı çıkmakda :))) burayada habire yazıyorum k.bakmayın inş sakıncası yoktur.

    okinkurt 4 Ekim '13 tarihinde | Cevapla
    • Tabi monitörden de olabilir; ama benim tahminim ekran kartı sürücülerindendir.
      Yani fikrini yazıp zikredebilsin diye açık tutuyoruz yorumları, sıkıntı yok o açıdan 🙂

      Tanshaydar 4 Ekim '13 tarihinde |
  14. Son sürüme güncelliycem bugün işe yaramıyacak ama denemekten zarar gelmez 9800gt gpu var elimde 1920x high da tatminkar fps almaktayımda (40-60) bu sorunlar oyunu öldürdü resmen bakmadan monitör alırsan olacağı bu oyunmu oynuyoruz camurdamı yüzüyoruz belli değil iyi oranlıyamıyor monitör sanırım bazı görüntüleri özellikle mat zeminde oluyor parlak cam gibi zaten samsung ne aldıysam basımn agrımıştır ya neyse iyi geceler bu arada yama için teşekkür etmeyi unuttum elinize sağlık konuyu anlayarak oynamanın tadı bir başka.

    okinkurt 5 Ekim '13 tarihinde | Cevapla
  15. Neden bu oyuna böyle yorum yaptın anlamadım aslında ben.Sebebide şu.White Night modunu bitirdim ben ve gerçekten çok başarılı bir moddu.Ama senin modunda benim bitiremediğim, canavarı görünce sürprizi kaçan Dark Decent oyunundan daha çok hoşuma gitti.Hikaye insanı içine çekiyor ve ortam geriyordu.Tam bir korku oyunundan beklediğim şeylerin hepsi bir aradaydı.Bu bakımdan Amnesia’nın ikinci oyununu ben ilk oyunundan daha çok sevdim.Çünkü tuvalet kağıdına sarılmış gibi görünen bir canavar sürekli arkandan kovalamıyor pençelemek için.O da hiç korkutucu değildi zaten 🙁

    Burak 5 Ekim '13 tarihinde | Cevapla
    • Çok ilginç bir bakış açısı olmuş.
      White Night’ı sevmenize çok sevindim. Anladığım kadarıyla siz soyut gerilimi diğer korku türlerine göre daha çok seviyorsunz. Anlayabiliyorum, ne var ki Domuz Makinesi hikâyesi ve ortamıyla da beni germeyi pek başaramadı… O tedirginliği ve tehlikeyi bana hissettiremedi.

      Tanshaydar 5 Ekim '13 tarihinde |
  16. Çok güzel hikayeler çıkarıyorsunuz.Aslında imkanınız varsa en azından 4-5 saatlik gameplay’i olan bir korku oyunu yapsanız kesinlikle greenlit edilir steamde.Hem de gelir elde etmiş olursunuz.White Night’ın üstüne kötü olacağını hiç düşünmediğim için kendi adıma konuşmam gerekirse bana da direk ön sipariş etme kısmı kalır 🙂

    Burak 5 Ekim '13 tarihinde | Cevapla
    • Halihazırda üzerinde çalıştığım bir oyun var zaten. Duyuru ve diğer aşamalar için vakti var ama daha.
      Hikâyesinin de oldukça iyi ilerlediğine inanıyorum şimdilik.

      Tanshaydar 6 Ekim '13 tarihinde |
  17. yukarıda yazdıklarınızın hepsini üşenmeden okudum. sanırım amnesia a machine for pigs in ubdatesi çıkacak? custom story filan. eğer öyleyse sizin 2. oyun için black night çıkarmanızı bekliyorum 😀 (1. oyunda white night ya 2. dede black night)

    shade 6 Ekim '13 tarihinde | Cevapla
    • Amnesia ile 2 yıldan beri bir alâkam yok, bu saatten sonra da olmaz artık. ICQ’ya dönmek gibi olur bu artık.

      Tanshaydar 6 Ekim '13 tarihinde |
  18. su an soktayım white night modu size mi ait 2011 yılının en iyi modu olan modddb de ismini görünce cok sasırdım gercekten gururlandım oyunu oynamıstım şimdi bir de modu oynayacagım Allah yolunuzu acık etsin

    yakup 28 Aralık '13 tarihinde | Cevapla
    • Allah razı olsun, inşallah daha iyi ve güzellerini de yapacağız.

      Tanshaydar 29 Aralık '13 tarihinde |
  19. White Night sunumunu sınıfta arkadaşlarıma ve öğretmenime yaptım.Hepsi şokta.Çok işime yaradı.CD’ye bastırıp bedavaya dağıtıcam sınıfa inşallah bir sıkıntı olmaz.Bi ara özel olarak e-mail olur,skype olur sizinle geleceğe yönelik planlarınızı ve fikirlerinizi konuşmak istiyorum.İyi bloglar.

    Oğuzhan 20 Ocak '14 tarihinde | Cevapla
  20. Bence 3. oyun gelicektir. Onda ise aynı hataları yapmayacaklarına eminim. Çok fazla tepki aldığınıda biliyorum özellikle oyunun tutulmasının %50 etmen olan custom story modunun olmaması yüzünden insanlar sırf eleştiri niteliğinde kısa videolar çekip youtube a yüklediler. Youtube da o custom story videoları o kadar ünlüydü ki halbuki oyun trollenmeye başlamıştı. Demek ki bu bir kaç yıl boyunca ne internete bakmışlar ne oynayanların görüşlerini almışlar. Oyuna korkunç diyen kitlede büyük ihtimal ilk oyundan bi haberler. Bu oyunun ilk oyun olduğunu sananlardır. ismede amnesia 2: a machine for pigs demeleri gerekti milletin kafası karışıyor.

    Hangi akla hizmet akıl sağlığını, sınırlı enerjiyi, custom story modunu v.s iptal ettiler. Yani bu oyunu Amnesia yapan etmen buydu. Olmadı karakterin eline bide taramalı bomba verseydiniz tam olsaydı.

    Bu arada ilk oyunun konusu bence çok güzeldi yani hafızamızın bir amaçla kaybetmemiz ve kendimize bıraktığımız notları okuyarak geçmişin canlanması. Biraz uzun bir senaryo oyunun başarılı olmasına etken bence. Yani konuda önemli.

    mehmet 26 Ekim '14 tarihinde | Cevapla
    • “A Machine for Pigs” oyununu Frictional Games yapmadı, theChineseRoom yaptı.
      Frictional Games, Amnesia’nın Justine güncellemesini bitirdikten sonra yeni oyunları üzerinde çalışmaya başladı, SOMA isimli oyunun duyurusu, vidoları vs yapıldı.
      Aynı şekilde theChineseRoom, Everybody Gone to the Rapture isimli yeni oyununun videosunu da yayınladı.

      Tüm bunlar olalı aylar oldu.

      Haliyle bu noktadan sonra çıkıp da 3. oyun gelecektir demek abes kaçıyor. Ecnebilerin ‘wishful thinking’ dediği hüsnükuruntu durumuna girmeye gerek yok. Ha, bu hataları yapan da Frictional Games olmadığı için alacakları bir ders de yok. theChineseRoom ise, başında Dan Pinchbeck olduğu sürece ders alacağa benzemiyor. Her türlü oyunu yürüme simülasyonuna çevirme modunda, Dear Esther ekolünü devam ettirme konusunda inat edip var olan bir ismi ve mekaniği yerin dibine sokmaya başarı demiş birisi. Gidip de Dear Esther’da kendisini zengin eden PC oyuncu kitlesinin suratına tükürüp yeni oyununu PS4’e özel yapabiliyor. O adam ders almaz.

      Frictional Games’in de ders almaya ihtiyacı yok. Bilâkis, kendileri ders veriyor yaptıkları oyunlarla.

      Tanshaydar 27 Ekim '14 tarihinde |
  21. Tansel Altınel sizi çok sık takip edemesem de size teşekkür etmek istiyorum türkçe yamalarınızı ve çalışmalarınızı çok beğeniyorum. Oyuna gelirsem sizin kadar bilgim olmasa da bende normal bir oyuncu olarak değerlendirmek isterim.

    Frictional Gamesi ilk Penumbra ile tanıdım gerek hikayesi gerekse kurgusuyla beni benden aldığını söylemeliyim. Belki duygusal yaklaşacağım (anısı çoktur) ancak Frictional Gamesin en iyi çıkartığı iş bence Penumbradır. Frictional Games zaten kendini kanıtlamış bir şirkettir hatta diğer korku oyunu yapan yapımcılara da ilham kaynağı olduğunu düşünüyorum.

    Bu konuya gelirsem Amnesia: Dark Descent hikayesini çok beğenerek oynadığım bir oyundu. Şaşırtıcı derecede korkunun ve yalnızlığın ne demek olduğunu öğretti. Amacı korkutmaktı ve gayet başarılı oldu. Hikayesine zaten bir şey demek bile istemiyorum başarılı bir kurguydu. Mekanlar atmosfer iyi işlenmişti.

    Amnesia: A Machine for Pigs’e gelirsem ilk oyununa göre mekan bakımından oyun beni daha içine çekti tabii müziklerin de katkısı büyüktü oyun zaman zaman görsel şölene dönüştü. Korku öğelerini ciddi anlamda barındırmıyordu. Envanter sisteminin olmaması canımı sıksa da sonradan alıştım içimden acaba nasıl olacak kesin çok uğraşmalı ve zordur diyordum. Ancak oyunda ne bir bulmaca vardı ne de bir nesne ile işimiz oldu (lazım olan öğeler hemen dibimizde biti veriyordu). Hatta bazen yürüme simülasyonu oynuyorum sandım. Oyun daha farklı isimle çıksaydı bu kadar kötülemezdik tamamen (sizin dediğiniz gibi) başındaki Amnesia bozuyor. Çokta kötülemeye gerek yok ben oyunu beğendim iyi iş çıkartmışlar ancak daha iyisini yapabilirlerdi. Aslında canım tekrardan oynamak istedi.

    Tabii bana sorarsanız en iyisi Penumbra. SOMA hakında bir incelemenizi göremedim var mı acaba okumak isterim. Frictional Gamesin tüm oyunları kütüphanemde ancak SOMAyı daha oynamadım sanki o oyun hakkında ön yargılıyım gibi.

    Player One 12 Mayıs '17 tarihinde | Cevapla
    • Öncelikle güzel sözleriniz için teşekkürler. Bir faydam dokunduysa ne mutlu bana.

      Penumbra serisi benim de ilk göz ağrımdır ve onca Frictional Games oyunundan sonra hâlen daha Penumbra Black Plague benim için Frictional Games’in yaptığı en iyi oyundur. Ben de duygusal yaklaşıyorum elbette; ama bu tarz konularda aşırı objektif olmak da gereksiz bence. Beğenilerimizi etkileyen çok fazla parametre varken bunu sorgulamak gereksiz diye düşünüyorum.

      A Machine For Pigs bir Frictional Games oyunu değil maalesef. Dear Esther gibi bir başka yürüme simülasyonu olan oyunu yapan Dan Pinchbeck (theChineseRoom) tarafından yapıldı. Hâliyle olay “hayaller – gerçekler” muhabbetine döndü. Aslında şimdi düşününce, kendi içinde ele alındığında narrative (anlatı) olarak gayet başarılı bir oyun; ama beklentilerimizi o kadar farklı yönde biledi ki bu kadar zaman geçmesine rağmen hâlen daha oyunu kendi içinde ele almakta zorlanıyorum.

      SOMA hakkındaki incelememi yazmayı hiç bitirmedim, aslında bir ara bitirsem mi diye düşünüyorum; ama üzerinden çok vakit geçti ve artık yazmış olmam bir şey ifade eder mi bilemiyorum.

      Tanshaydar 13 Mayıs '17 tarihinde |
  22. Bitirememiş olmanıza üzüldüm SOMA inceleminizi gerçekten okumak isterdim.

    Oyunu daha oynamamış olan birisine SOMA hakkında neler dersiniz. Kısaca yazarsanız mutlu olurum.

    Player One 13 Mayıs '17 tarihinde | Cevapla
    • Aslında bahaneyle incelemeyi mi bitirsem diye düşündüm; ama şöyle yazmış olayım en azından:

      SOMA, insan olmanın ötesine geçip “var olmak” kavramını aynanın hem bu tarafı, hem öte tarafından işliyor (oyunda böyle bir sahne birebir mevcut, boş laf değil yani). Oyun boyunca varlığını sorguladığın her şeyin, ayriyetten nereye gittiğini de sorgulaman gerekiyor.

      Mesela, Frictional Games’in yayınladığı promolardan birinde şöyle bir diyalog geçmekteydi:

      Bir bilim insanı, elindeki çekici kaldırdığında önündeki robot korku ile kıvrılıyor. Bilim insanı çekici indirdmeye başlıyor; robot acıyla çığlık atıyor, kaçmaya çalışıyor, ta ki çekiç darbeleri ile paramparça olana dek acı ile inliyor.

      Bilim insanı diyor ki, “sadece silikon ve metalden yapılmış bir şeydi, acı hissetmesi mümkün değildi, neden bu kadar tepki verdi?”

      Bir bilim insanı, elindeki çekici kaldırdığında önündeki kedi korku ile kıvrılıyor. Bilimadamı çekici indirmeye başlıyor, kedi acıyla çığlık atıyor, kaçmaya çalışıyor, ta ki çekiç darbeleri ile paramparça olana dek acı ile inliyor.

      Bilim insanı diyor ki, “sadece et ve kandan yapılmış bir şeydi, acı hissetmesi mümkün değildi, neden bu kadar tepki verdi?”

      SOMA üzerine daha fazla bir şey söylemeden ben, bence oyunu oynayıp kendi görüşlerinizi edinin. Belki ben de o zamana kadar SOMA incelememi bitirir, o başlık altında karşılıklı konuşuruz.

      Tanshaydar 17 Mayıs '17 tarihinde |

Söz uçar yazı kalır