Tanshaydar'ın Mekânı
Başka bir şey yok
Kategori: Anime

Fate/Zero Episode 4 İzlenimlerim

İlk beş bölümü izleyeyim, notunu vereceğim demiştim; ama bana öyle geliyor ki Fate/Stay Night animesinin aynısından olmasa da, benzerinden izleyeceğiz. Gerçi “en azından” ef – A Tale of Melodies, ef – A Tale of Memories için neyse, Fate/Zero’nun da Fate/Stay Night için aynısı olacağı umudumu taşımaya devam ediyorum. Tabi bu umut nereye kadar devam eder, ne kadarı karşılanır, bilemiyorum…

Light Novel’ı okumaya başlamadıysanız öyle yapın, çünkü Kotomine Kirei karakterini Fate/Stay Night’taki gibi son bölüme sıkıştırıp anlatmaya çalışacaklarmış gibi bir hisse kapıldım. Ya da ben çok aceleci davranıyorum, 25 bölümlük animede ilk 4 bölümde her şey anlatılsın istiyorum. Ama daha Berserker bile gelmedi ki! Asıl Fate işte o zaman başlayacak!
(Spoiler/ Berserker – Black Knight – Sir Lancelot /Spoiler)
Berserker’in gelişini ve Caster’ın dövüşlerini bekliyorum son puan ortalamamı verip, “tamam mı, devam mı” demek için.

Bu arada, anime için henüz bir OST çıkmamış olsa da, ending müziklerini bir yerlerden mp3 formatında bulup dinleyebilirsiniz.

Bu da benden size ufak bir hediye, her bölümün sonunda Hassan Sabbah’ın Alamut kalesi önünde maskesini çıkardığı o sahneyi görüp içlenmemek elde değil…

Bilmeyenleriniz varsa (pek sanmıyorum ya, neyse); Assassin, İngilizce bir kelimedir ve suikastçi anlamına gelmektedir. Zaten Assassin’s Creed’i bilmeyeniniz yoktur. Assassin kelimesi, ilk defa Hassan Sabbah ve adamları için kullanılmış olup Haşhaşin kelimesinden türemiştir. İsmaililik isimli bir Şii mezhebinden türeyen bu tarikat, kendilerini fedailer olarak tanımlamış, akıl almaz eğitimlerden geçerek gerçek birer suikastçi haline gelmişlerdir. Tarikata Haşhaşi isiminin verilmesi ise kısa sürede eğitimi tamamlamak için zihin açma amacıyla kullanılan Haşhaş bitkisinden gelmektedir.

Heroic Spirit olarak hep Britanya veya Antik Yunan yöresinden çıkan zıpçıktılar değil de, Büyük İskender gibi, Hassan Sabbah gibi daha çok bizim yöremize yakın kahramanlar görmek güzel oluyor. (Ben halen Caster’dayım, Lovecraft manyağı ben). Gılgamış karakterinin de Mezopotamya’dan çıktığını belirtmeden geçmeyelim; ama tüm Fate serilerinde zengin züppe olarak resmedilmesi açıkçası hoşuma gitmedi. Gılgamış’ın dünyanın sonundan kendi vatanı Uruk’a geri dönerken kayıkçıya söylediği sözler, şimdiye kadar hangi kralın ağzından duyulmuş? Hangi kralın arkasından, kahraman olmaya giderken kendi halkı “sen gidersen bizi kim koruyacak, bize kim bakacak” diyerek ağlamış? Gılgamış tüm bunlardan sonra kahraman oldu, o zengin züppesi gibi takıldığı zamanlarda değil. Yapacak bir şey yok, böyle de bağrımıza basıyoruz.

Bu da başka bir sürpriz. Kapanış müziği olan Memoria’nın TV Size versiyonu. Uzun versiyonu da var 🙂

Söz uçar yazı kalır