Her ne kadar bu yazıya kitabı bitirdiğim 5 Ağustos tarihinde başlamış olsam da yazma isteğimi kaybettiğim için kaydettim ve bıraktım. Kitabı evimdeki kitaplığa bile bıraktım; ama taslağı görünce başladığım işi bitireyim dedim ve bitirdim.
Metro 2033, hem oyun hem de kitap olarak piyasayı sallayan bir yapımdı, ve kendi incelememde de benzer şeyleri söylemiştim. Aradan geçen 2 yıla yakın süre içerisinde devam kitapları konusunda oldukça farklı spekülasyonlar döndü, THQ kendi başına Metro: Last Light diye bir devam oyunu yapmayı kafasına koydu… Ama asıl yaratıcının kafasından geçenleri bilemedik…
Ta ki, Dost Kitabevi’nin kitap ayracı yerine kazık verdiği Ankuva şubesinde Metro 2034’ü rafta görene kadar. Kitabı görür görmez cebimde kaç para kaldığına bakmadan aldım, daha odama gelmeden yolda okumaya başladım. İlk kitap gibi tek solukta bitmeyen bu devam kitabı, bende biraz hayal kırıklığı yarattı nedense… Bilemiyorum, belki Metro 2033 evrenini artık çok yakından tanıdığım içindir…
Bir kere şu spoiler’ı baştan vereyim, kitabın arkasındaki tanıtım yazısında Ahmet isimli bir baş karakterden bahsediliyor; ama bu adam baş karakter olmadığı gibi kitabın küçük bir kısmında guruba eşlik ediyor. Bu defa asıl karakterimiz Hunter.
İlk kitapta oldukça tecrübeli ve gözüpek olan bu çetin savaşçı, nasıl oldu da ikinci kitabın baş karakteri oldu anlamadım. Tabi baş karakter derken, kitabın büyük bir çoğunluğu aslında Homer’in görüş ve düşünceleri ile anlatılıyor; ama yine de anlatılan, irdelenen, çelişkilere düşen karakter Hunter…
İlk kitapta 350 küsur sayfa beklediğimiz aksiyon, bu defa kitabın belirli bölgelerine serpiştirilmiş durumda. Dolayısıyla dozları yüksek değil ilk kitaptaki gibi. Ayrıca, serpiştirme yapıldığı için aksiyona giden gerilimde bir tırmanış yok. Bir an süt liman olan ortalık, bir sonraki anda mutantlar veya başka düşmanlar tarafından basılmış olunabiliyor. Dolayısıyla kitaptaki dalgalanmalar çok ani, geçişler çok keskin ve ara ara Homer’in sayfalar dolusu düşünceleri ile kitap bir hikâye anlatmaktan daha çok Metro dünyasının insanî tarafını felsefî yönden ele almaya çalışmış gibi görünüyor.
E hal böyle olunca da, ilk kitaptaki gibi eleştirilerin hikâyeye iyi yedirilememiş olduğunu görmek akıcılığı ve geçirgenliği düşürüyor. Ayrıca ilk kitaptaki genel tehlike ile bu kitaptaki genel tehlike çok farklı. Bu kitaptaki tehlikenin eleştirel, felsefî yönleri mevcut değil. Aslına bakılırsa yine tüm Metro’yu, dolayısıyla insan ırkını tehdit eden bir tehlike mevcut; ama öğrendiğinizde “bu muymuş?…” diyorsunuz.
Peki kitabın güzel yönleri yok mu? Var elbette. Bir kere yukarıdaki dünyayı tekrar görüyoruz. Sonrasında Artyom’dan da bahsediliyor. Kara Derililer’e bile gönderme var! Bildiğimiz istasyonların bazılarına tekrar uğruyor, bazılarının haberini duyuyor, bazı bilmediğimiz yeni şeyler de öğreniyoruz Metro’nun efsaneleri hakkında… Zümrüt Kent’i hatırlasınız?
Yine de, Metro 2034, ilk kitabın üzerine sadece Hunter karakterini daha yakından tanıma imkânı ve Artyom’un âkıbetini öğrenme açısından bir şeyler katabiliyor, ve maalesef genel olarak ilk kitabın gölgesinde kalmış kötü bir devam kitabı olarak rafımdaki yerini alıyor…
Oyununu bitirmedim, yani çok az ilerledikten sonra bi anda ilk, kitabını bitirme isteği doğdu, kitapçıma siparişi verip 1.5 ay bekledikten sonra 2 kitabıda alıp,bir üstadımın önerisi üzerinede kitabın arka’da bulunan haritasınında büyük boy posterini çıkardıktan sonra, staj’ın başlamasıyla okuma safhasına bi türlü geçemedim, bu yazıyla birlikte daha ne duruyorum havasına girdim 😀 . Oyunun en büyük artısı ayrılan gsc çalışanları tarafından yapılmış olması sanırım. oynamaya başladığımda cidden yoğun bir stalker tadı almaya başlamıştım.
Oyun olarak harika bir yapım Metro 2033. Senaryosunda asıl yazarın desteği de alınmış, ve GSC çalışanlarının yanında Stalker’ın X-ray motorunun hayli geliştirilmiş versiyonu kullanıldı. Yine de kitaplar başka, bambaşka…
Sağolsun, kitapları benden önce bitiren şom ağızlı kardeşim sayesinde senaryonun çoğunu biliyorum, ama tabii ilk elden okumadıkça o tadı almak mümkün değil.X-ray’i yapan programcılar yaptı 4A engine’i de yani geliştirilmiş diyebiliriz sanırım 😀 .En azından artık bir stalker 2 çıkamayacağına göre kapağı metro serisine atmanın zamanı geldi sanırım
Valla 4 defa kadar bitirdim Metro 2033’ün oyununu ve favori oyunlarım arasında yer alıyor OrtamkaoS kardeş 🙂 Yeni oyununu da bekliyorum, kitabını garip bir ısrar ve inat ile 2. el almaya çalışmam sebebi ile yaklaşık 1 yıl kadar bekledim almak için, artık kitaplığımda duruyor ve şu anda okuduğum Yüzüklerin Efendisi üçlemesini bitirince Metro 2033’ü de Türkçe olarak bitireceğim. Sonra da Metro 2034’ü alırım diye düşünüyorum artık 🙂
Saşanın cesedini bulamadılar.Muhtemelen ölmedi diye umuyorum.Artyom karakterinin güney tünelindeki istasyonda ne işi var oraya nereden geldi diye kendime soruyorum ? Aynı karakter ise oda yaşıyor.Çünkü kapıları kapatıp su basan yerde olmadığını anladım okuduğum kadarıyla.Hunter 2.kötü karakterinden zamanla iyileşmeye gidiyor.Homer ve istasyonu kurtuldu.Leonidin radyasyonla tedavi olunuyor teoriside gerçek çıktı.Kitap sonundaki durumlar bunlardır.