Yıllardan beri linux âleminde sadece openSUSE ile iyi anlaştığımı düşünürüm. Onunla olan ilişkim de, yılan hikâyesine döndü ATI sayesinde…
4 yıl içerisinde 10 küsur sürümlerinden beri kullandığım openSUSE şu anda 12.1 stabil sürümüne sahip ve 12.2 RC görücüye geçenlerde çıktı. PHP ve C++ projelerini yaparken, hatta ve hatta Java projelerinin kontrolünü yaparken elzem olarak kullandığım linux, zaman zaman da asıl kullandığım işletim sistemi olarak yer aldı hayatımda.
Ne var ki, 4 yıl içerisinde attığım formatların sayısı elliye yaklaşırken, system failure durumlarından kıl payı dönüşlerim de az sayıda değil. Kısacası, yılan hikâyesine dönen bir aşk hikâyesiydi openSUSE ve benimkisi, ta ki geçen haftaya kadar.
Onun öncesinde, çizgiyi aşan son nokta, ATI ekran kartının driver’ını güncellemem sırasında oldu. X.org dependency’leri kırıldı ve ben de kafayı kırıp recovery kısmından projelerimi çekip sağlam bir format attım. Bu defa ciddiyet ve özenle yaklaştım ve hayatımda sahip olduğum en stabil sisteme sahip oldum. Peki neler yaptım?
1 – Açık Kaynak Sürücülerine Dönüş
Her ne kadar hazetmesem de, dizüstü bilgisayarımı değiştirecek değilim, ve dolayısıyla da içindeki ATI ekran kartını kullanmaya mecburum. Windows üzerinde bir cacık beceremeyen resmî ATI sürücüleri, Linux üzerinde iyice sürünüyor. Attığım formatların yarısı ekran kartı sürücü problemleri yüzünden. Bu defa ellemeyeceğim, açık kaynak sürücüleri (open source drivers) kullanacağım deyip bıraktım. İlginç bir şekilde gördüm ki, açık kaynak radeon sürücüleri baya yol katetmiş. Muhteşem bir Gnome 3 uyumluluğu sağlıyor. Bu arada evet, oldum olası Gnome‘cuyumdur. Arada bir KDE ve Xfce fantezilerine girdim; ama sadık yarım Gnome’dur.
+ Açık kaynak sürücüleri OpenGL tabanlı oyunları bile açabilmekte.
Gnome uyumluluğu oldukça stabil.
Performans yüksek.
– Donanıma hakim değil, ısınma ve fan dertleri var.
Arada bir artifaktlar çıkıyor. Özellikle internet tarayıcılarda.
2 – Çift Monitör Kullanma
Birisi dizüstünün, öbürü de bir arkadaşın hediyesi olmak üzere iki ekran kullanıyorum (iki tane bile yetmiyor), 1280×1024 + 1366×768 çözünürlükte. ATI driver’ını kullanırken iki monitörü genişletilmiş tek masaüstü olarak kullanmayı güç bela becermiştim; fakat birincil monitörü sol tarafta tuttuğum external monitöre taşıyamamıştım. Dolayısıyla Gnome paneli sağdaki dizüstü ekranında dururken, soldaki monitör tamamen boş bir şekilde ikincil monitör olarak çalışıyordu.
Açık kaynak radeon sürücülerine geçince olayı XRandR ile çözdüm. Komut satırında iki parçaya bakıyor yahu!
$ xrandr
Screen 0: minimum 320 x 200, current 2646 x 1024, maximum 8192 x 8192
LVDS connected 1366x768+1280+0 (normal left inverted right x axis y axis) 344mm x 193mm
1366x768 60.0*+
1280x720 59.9
1152x768 59.8
1024x768 59.9
800x600 59.9
848x480 59.7
720x480 59.7
640x480 59.4
VGA-0 connected 1280x1024+0+0 (normal left inverted right x axis y axis) 338mm x 270mm
1280x1024 60.0*+ 75.0
1152x864 75.0
1024x768 75.1 75.0 60.0
832x624 74.6
800x600 75.0 60.3
640x480 75.0 60.0
720x400 70.1
HDMI-0 disconnected (normal left inverted right x axis y axis)
İki monitörü de tanıdığı için tek bir kod ile olayı çözdüm. Yukarıdaki output’ta da belli ki external monitörüm VGA-0 olarak isinlendirilmiş. Dolayısıyla:
$ xrandr --output VGA-0 --primary
Bu kod tek başına ATI sürücülerinin çözemediği olayı çözdü.
Soldakinin büyük monitör sağdakinin dizüstü olduğunu söylememe gerek yok sanırım.
3 – Gnome 3 Görev Çubuğu
Buradaki meseleden de uzun süredir muzdariptim. Müzik çalar olarak kullandığım Banshee programını görev çubuğundaki bir simgeden kontrol etmeyi istiyordum, ve ne hikmetse Gnome 3 çıktığından beridir bunu beceremiyordum. İlgilenenler için, eklentinin kendisi şu: Media player indicator
Kurmama rağmen faydasını göremediğim olayı bu yükleyişimde başarılı şekilde kurup ses menüsunun yanına alıverdim. Harika oldu.
Ayrıca gereksiz menüleri kaldırıp, var olan menülere yeni seçenekleri ekleyince tadından yenmez hale geldi.
4 – Flash Player’dan Kurtulmak
Ruarí Ødegaard’ın blogunu sıkı bir şekilde takip etmekteyim. Kendisi bir postunda Free YouTube! isimli bir javascript eklentisinden bahsetmişti. Şuradan bulabileceğiniz JavaScript Opera’ya Kullanıcı Tanımlı JavaScript olarak eklenebilmekle beraber, Chrome’da doğrudan bir eklenti olarak yüklenebilmekte.
Bu eklenti ne yapıyor? YouTube ve benzeri video streaming sitelerinde flash kullanımını ortadan kaldırıp doğrudan kaynak FLV dosyasına erişerek sisteminizde bulunan herhangi bir FLV çözücü kodeği bulunan medya oynatıcısı ile tarayıcı üzerinden oynatabilmenize imkân sağladığı gibi; videoyu indirebilmeniz için bir de link sağlıyor.
5 – Restricted Extras + Sun Java
Açık Kaynak dünyasında canınızı sıkacak en kötü durum lisans çakışmasıdır. Şuradan açık kaynak lisans listesini görebilirsiniz. 11.1 sürümünde openSUSE kurulumunda MP3 decoder yoktu, kurulumdan sonra kurmanız gerekiyordu… 12.1’de durum o kadar vahim değil; ama benim gibi FLAC ve MKV arşiviniz varsa, restricted extras kurulum kılavuzuna göz atmanız gerekir. Sonrasında her türlü medya dosyasını rahatça oynatabilirsiniz.
Java ise apayrı mesele. Her ne kadar Sun ekibi OpenJDK’yı desteklese de profesyonel anlamda kullanıcılar için OpenJDK biraz çelişkili bir seçim olur. Yine lisans durumlarından dolayı openSUSE Sun Java’yı kendi repolarında tutamıyor, siz elle kurulum yapmak zorundasınız.
Şurada çok güzel ve açıklayıcı bir kılavız ile bu işin de nasıl yapılacağını anlatmış arkadaşın biri. Ben de çok direnmeyip 1.7 serisine geçtim, normalde 1.6’nın stabilitesinden vazgeçmeyi planlamıyordum; ama bir yerde adım atmak lazım zaten.
Netbeans zaten tek başına C, C++, Java, PHP ve bilimum aktif olarak kullanmadığım dili tek başına IDE olarak desteklyior. 64 bitin gözünü seveyim 🙂
6 – Font Rendering
Windows kullanmış olanların en büyük sıkıntısı Linux’ta Clear Type olmayışı olabilirdi eskiden. Tabi artık öyle bir sıkıntı yok. Hatta çok daha iyisi var, True Type ve Free Type fontlar için yeni bir rendering motoru var.
Microsoft ve Ubuntu fontlarını yükleyerek bu rendering ile ilişkilendirdiğinzide Windows’tan daha hoş gözüken bir görüntüye sahip olarak okunası yazılar elde edebiliyorsunuz.
İsterseniz dconf-editor ile de masaüstü ve araç çubuklarındaki fontlara hükmedebilirsiniz. Ben gerekli görmedim, zira Opera, Chrome ve Firefox’ta yazıların hoşluğu ve güzelliği yeterli. Ayrıca PDF ve Word dosyalarındaki güzellik apayrı.
İlgili kılavuza buradan erişebilirsiniz.
7 – Güç Tüketimi
Dizüstü bilgisayarım maalesef fazla ısınıyor. Bunun için Yast-PowerManager paketini yükledim ve Default ayarlardan düşük güç tüketimine geçtim. Birkaç derece farketti.
Ama asıl yöntem ATI sürücülerine geçmek ki açıkçası hiç giremem o işte. Şimdilik buz kalıpları ile idare ediyorum. Ayrıca boot satırında maxcpus=0 gibi bir ayar girerek paralel işlem durumunu kapatmak güç tüketimini düşürecektir.
8 – Pidgin Gnome-Shell entegrasyonu
Empathy kullanıp da memnun kalan tek bir insan görmedim ben şimdiye kadar. Halbuki Pidgin hem hızlı hem rahat hem de pratik bir çözüm sunuyor. Her bağlantı için farklı proxy kullanma imkânı verirken birden fazla hesabı ayrı guruplarda gösterebiliyorsunuz.
Tek sıkıntı Gnome 3 shell ile entegrasyonunun olmaması, hatta ve hatta GTk2’de takılı kalmasıydı. 2.10.2 sürümünde GTk3 entegrasyonu ile gelen program halen Empathy gibi bir Gnome-shell entegrasyonu sunmuyordu. Sürekli pencereler arasında geçiş yapmak yerine doğrudan gerektiğinde sağ alttan çıkacak konuşma penceresi istiyordum.
Ne yazık ki media player indicator gibi bu da sorunluydu ve kendim manuel olarak çözmek zorunda kaldım; ama emeklerimin karşılığını oldukça stabil bir şekilde aldım ve yandaki Empathy diyaloğu benim için pidgin olarak çalışıyor.
9 – Güncel Kernel
Stabil dağıtımlarda Linux Kernel genellikle birkaç sürüm önceden takip edilir. Şu anda kullandığım Kernel versiyonu 3.4.5-1; ama repolara kernel güncellemelerini eklemeden önce 3.1.10 idi ve yazdığım script’lerdeki kullanmak istediğim modüller mevcut değildi.
Sonrasında openSUSE’nin kendi kernel repo’larını eklemeyi akıl edip güncel sürüme geçtim. Dependency kırmak gibi bir sorun yaşamadığım için (bir önceki mevcut kernel ben git diyene kadar kalıyor), stabil günceli denemekte sıkıntı görmedim.
Yani
Yanisi, yıllardır özlemini duyduğum stabil, hızlı ve işlevsel sisteme sonunda kavuştum.
openSUSE ile olan inişli çıkışlı ilişkimiz sonunda tatlı sona bağlandı.
Paylaşmak istedim 🙂
Merhaba. Ben openSUSE kurdum. Sh uzantılı bir dosyayı program olarak çalıştırmak istiyorum. Properties’dan “Allow executing file as program” seçeneğini işaretlememe rağmen olmadı. Sh uzantılı dosyaları nasıl program olarak çalıştırabileceğimi gösterirseniz sevinirim.
sudo chmod +x ./dosyanın_adi.sh
Enter’a basıp şifreyi girdikten sonra dosyay çift tıklayıp Run/Çalıştır butonuna tıklamanız yeterli olacaktır.
Ha, bu pencere geldikten sonra halen sıkıntı varsa, komut satırından dosyanın adını girererk çalıştırmayı deneyin, belki dependency sorunu vardır ve hata kodlarına bakarak sebi ve muhtemel çözümü görebilirsiniz.
Teşekkürler.