Bir süredir bloga yeni yazı yazamıyorum, yoğunluk ve üşengeçlik yanyana hiç hoş olmuyor. Başlayıp da bitiremediğim, üzerinden aylar geçmiş yazılar da mevcut. Bir ara toparlamam lazım, farkındayım. Tema dosyalarına güncelleme gelmiş, onu bile yeni yaptım.
Blogumun altyapısı için 2008’den beri WordPress kullanıyorum ve pek bakmasam da istatistikler arada bir gözüme çarpar. Yeni yazı olmadığı sürece pek gelen giden yok, arada bir de işte oyun programlama ile ilgili yazılarıma daha çok ilgi çekiyormuş.
Bir gün WordPress’ten bir e-posta geldi, yok siteniz uçtu, yok çok gelen gideniniz var, yok kolonya şeker alalım mı, falan filan. Dedim ne oluyor. Yönetici paneline girip bir baktım, baya baya günlük tekil ziyaretçi sayısı teknoloji sitesi görünümlü abuk subuk magazin sitelerininkine yaklaşmış.
Sonra en çok izlenen yazılara bakınca jeton düştü. Ocak ayının sonlarına doğru Amnesia: The Dark Descent ve Amnesia: A Machine For Pigs oyunları haftasonu için bedavaymış. Google’da da Türkçe yama aramaları patlayınca, iki oyunun da Türkçe yamasını ben yaptığım için sitede ziyaretçilerde bir patlama olmuş.
Ben de sandım ki kendi fikirlerimi, düşüncelerimi paylaştığım yazılar çok merak ediliyor, okunuyor. Meğerse olay zamanında yaptığım Türkçe yamalardaymış. Onlar üzerinden de ne muhabbet döndü, ne küfür yedim, ne sıkıntı çektim anlatamam. Güzel ülkemin güzel insanlarına tek faydam buymuş demek ki.
Alacağınız olsun.
Hocam dürüst olayım ben de yamalar sayesinde bulmuştum siteni. Amnesia the dark descent çıktığı zamanlar rastlamıştım sana. Sonra Penumbra serisini de oynamak gerekince yine senin sitedeydim. Yaşım 13-14 falan o zamanlar. Yamalara falan bakarken yazdığın diğer yazılar da gözüme çarptı onları da okumaya başladım. Senin sayende Cthulhu mitosu ilgimi çekmeye başladı. Yazılarında lovecraft lovecraft gidiyordu dedim ulan bu lovecraft da ne? Hatta kitap okuma alışkanlığımı senin sayende kazandım diyebilirim. Cthulhu mitosu ilgimi çekmişti, H.P Lovecraft’ın kitaplarını alıp okumaya başladım. Sonra Stephen King’in kitaplarından birkaçını okudum. Çok hoşuma gitmişti okumak ondan sonra başka başka kitaplar okuma isteği geldi böyle böyle bir okuma alışkanlığı edindim.
White Night modunu oynadım çok güzeldi elimden geldiğince destekledim, arkadaşlarıma önerdim.
Siteni sık kullanılanlara eklemiştim. Bugün bile Chrome’un yer işaretleri çubuğunda durur ara sıra girer bakarım neler yazmışsın diye.
Programlama ile ilgili değilim ama kitap, anime, film, vs… yazılarını zevkle takip ediyorum. Beyaz Gece’yi alıp okuyamadım daha bu da benim ayıbım olsun, bir ara mutlaka alıp okuyacağım.
Bunu okuyunca çok mutlu oldum, cidden. Yani genelde bu yaptığım işler birine bir faydası olsun diye, niyetim hep o yönde oldu. Niyetimin gerçeğe dönüştüğünü görmek gerçekten mutluluk verici.
Allah her şeyi gönlüne göre versin güzel kardeşim.
Hayattaki tek derdin bu olsun abi:) Az da olsa yazıların için girip kontrol eden arkadaşların var:)
Dostum zaten onlar blog olmadan da kontrol ediyor beni 🙂
Ben de sizi ilk kez TDD Türkçe yaması ile bulmuştum. Aslında bakarsanız herhalde Türk oyun sektörüne en büyük katkılarınız Türkçe yamalarınız. Gerçekten çok iyi yapıyorsunuz işinizi. Bu arada iki oyun vardı Paralicyd ve Reflections diye, onlar ne oldu?
Güzel sözleriniz için teşekkürler.
Reflections çok uzak bir gelecekte hayat bulacak, Paralycid ise kısa süreliğine rafa kaldırıldı, şu anda Neon Town’ı bitirmek için uğraşıyorum. O bitince Paralycid’e geri döneceğim.
Aksine ben düşüncelerinize değer verdiğim için takip ediyorum sizi, silent hill tr forumu sayesinde tanımıştım ama türkçe yama sebebiyle değil aynı şeylerden etkilendiğimizi düşündüğüm için. Sonrasında last.fm dinlediğiniz müzikleri dinleyerek yeni sanatçılar keşfettim sağolun 🙂 yazmaya fırsatınız olduğunda mutlaka yazın benim gibi sıkı takipçileriniz çok emin olun.
Çok teşekkür edeirm. Kimse okumasa da yazmaya devam edeceğim aslında da, yazmıyor olmam benim suçum 😀