E-Kitaba Nasıl Geçtim?

Veya neden geçtim? Tükürdüğümü böyle yalayacağımı o zamanlar düşünsem aklıma gelmezdi… dersem yalan olacak. Öyle ya da böyle, bu işin içine girecektim. Kaçınılmazı erteliyordum sadece; ama Yazılı basın ölüyor mu? ve de özellikle E-kitabın karakteri yoktur gibi yazılarımda, ve dahi günlük hayatımda e-kitabı yerer, e-kitap okuyuculara ters bakar, e-kitap sitelerine burun kıvırırdım.

Sonra zaman içerisinde okumak istediğim bazı kitaplara erişememeye başladım. Örneğin, sadece Amazon üzerinden satılan bir kitabın Türkiye’ye kargosu yoktu. Veyahut da kitabın baskısı bitmişti ve bir daha basılmayacaktı. Sadece e-kitap versiyonları, o da dijital ürünün bitmesi gibi bir durum olmadığından dolayı, satın alınabilir durumdaydı. Bunları gördükçe, o kitapları kütüphaneme ekleyemeyeceğimi bildikçe, içim sıkılır; bari en azından okuyabilsem fiziksel olarak kütüphaneme ekleyemesem de zihnime eklesem diye düşünürdüm.

Fotoğrafçı: Reinier Gerritsen Kaynak: Julie Saul Galerisi NY

Her şeyi geçtim, insan gibi davrandığınız sürece Ankara metrolarında oturmak zaten imkânsıza yakın. Ayakta dururken de bir elinizle bir yerlere tutunup, bir elinizle kitabın belinden tutmak zor. Hele ki kitabın bel kısmı sağlam değilse (bazı yayınevlerinden çok kötü çıkıyor), daha büyük hasar vermek olası. Sayfa çevirmek ise büyük işkence. Ankara’da metro makinistleri sizin tutunduğunuz yeri bırakmanızı bekler, bıraktığınız anda da frene asılır ve son vagondan ilk vagona doğru eylemsizliği birinci elden tecrübe edersiniz.

Her şeyi geçtim, Silent Hill: Betrayal uzunca bir süre basılı olarak çıkmayacak, sadece e-kitap versiyonu mevcut olacak. Ki çıktı ve okumaya başladım.

Sonra e-kitaba neden geçtin.

İthalat yapan bir siteden Amazon Kindle Paperwhite 3 siparişi verme kararını ise biraz uzun uğraşlar sonucunda aldım.

E-kitap okuyacaksam gözlerimi rahatsız etmeyecek bir şey olmalıydı. Tablet ve telefon ekranlarında okumak işkence geliyor bana. Haliyle parlak olmayan, kâğıt görüntüsüne daha yakın bir ekran olmalı. Amazon bu konuda Kindle’larıyla zaten lider konuma geçmiş durumda. Calibre programı ile de tüm formatları birbirine çevirmek mümkünken, yapılacak iş bir Kindle modeli seçmek oldu benim için.

Ortaokulda yorgan altında el feneri ile Fantastik Dörtlü çizgi romanlarını okuyan ben, benzer bir hissiyatı sağlayan, daha doğrusu arka aydınlatması olan Paperwhite serisini farkedince onda karar kıldım. Geceleri odanın ışığını kapatıp kitap okumaya devam etmek için ideal görünüyordu. Paperwhite 3 ise, en yüksek çözünürlüğe sahip. Cihazı aldığımdan beri ekranın saman kâğıda benzeyen hissiyatı ve arka ışığını kapattığımda hakikaten kâğıda benzeyen görüntüsü korkularımı yatıştırmaya yetti.

Elbette ki bir kitabın ağırlığının verdiği hissiyat, hele ki sayfa çevirmenin verdiği o yatıştırma ve uyarma hissi bu cihazda yok. Bunlar benim için çok büyük eksikler. Ne var ki, metroda ayakta giderken bile tek elde rahatça tutup sayfa çevirebilmek (tek dokunuş ile), şarj derdinin pek olmaması, geceleri veya ışıksız ortamlarda arka ışığı açabilme gibi özellikleriyle en azından e-kitaplara sövmeyi azalttım diyebilirim.

Kindle’ı bu şekilde fırlatmanız imkânsız.

E-book, e-reader nedir, tablet telefondan ne farkı vardır vs gibi basit bir google araması patlatarak ulaşabileceğiniz cevapları burada bulmayı bekliyorduysanız, sizleri de düşündüm ve bir zahmet şuraya gidip okuyun diyorum.

Ha, son bir şey daha.

Kitabınızı nasıl imzalatacağınızı veya imzalı kitabı nasıl bulacağınızı sorguluyorsanız, Silent Hill: Betrayal’ın yazarı Shaun Jooste onu sizler ve benim için cevaplamış:

Silent Hill: Betrayal’ın imzalı kitabı

Neyse, ben okumaya devam ediyorum.